1960 Darbesi’nin etkileri

Süheyl Gürbaşkan, 1959 yılının Mayıs ayında ödün sandalye, bir masa ve yazı makinesinden oluşan ofisinde, Haziran 1960’a kadar çalışmalarını sürdürür. Yani 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin birinci haftasına kadar… Politik gerginliklerin yaşandığı bu yıllarda, Vural Sözer’in tabiri ile “henüz körpe, bir yıllık kuruluş” olarak ve bireysel olarak nasıl etkilendiğini şöyle anlatır: “- Devrimin elbette çeşitli kişilerde…

İş ilişkisinden dostluğa…

Yaşamı boyunca dostlarına, dostluğa değer veren Süheyl Gürbaşkan, iş vesilesiyle yeni dostlar da kazandı. Bir taraftan da dostlarından kendisine iş vermesini hiç beklemedi: “Dostluğunu elde ettiğim o her hangi bir kimsenin bilahare reklamlarını alabilir miyim acaba düşüncesinden, kesinlikle uzak tutmuşumdur.” İşle başlayan ve dostluğa dönen ilişkilerine ise daima kıymet verdi. Bunlardan biri de Pepo Mayorkas…

Öğrencilik yıllarından

Eğitim hayatı boyunca özellikle Fransa’da zorlu bir yaşam sürdüren, çok çeşitli işlerde çalışan Gürbaşkan, bir süre antikacıda yardımcı olarak görev almıştı. Yine Fransa yıllarında Türkiye’ye gazetelerde basılmak üzere hukuki yazılar gönderdi. Eğitim hayatında yaşadığı zorluklar sebebiyle çeşitli girişimlerle öğrenim hayatını devam ettirdi, çeşitli burslar da alarak doktorasını tamamladı. Süheyl Gürbaşkan Paris’de doktora eğitimi almak için…

Ailede yaşanan kayıplar

Yurtdışında alacağı eğitim için heyecanlı olan genç Süheyl’in annesi biraz tedirgindir ancak bunun haklı bir nedeni vardır bir taraftan da… O dönemde aile içinde üst üste kayıplar yaşanmıştır: “Annem, benim bu dışarıya gidişime muhalifti. İnancı vardı, okuyacağımı, başarılı olacağımı biliyordu. Çünkü beni iyi tanıyordu. Fakat bir rastlantı, son üç dört yıl içinde ailece birlikte oturduğumuz…

Paris yolculuğu

Dört gün sonra Marsilya’ya varıldı. Üç-dört bavulum, bagajım var. İçinde kitaplarım şunlar bunlar. Marsilya’ya indiğimde benim asıl programım, doğruca Paris’e gitmek değil, önce bir İsviçre’ye geçmekti. Bir dostum, bana bir ahbabından söz etmişti. İlk kez olarak hayatımda aldığım borç olmuştur. İsviçre’de bir banka müdürünü gördüğüm takdirde, bana beş yüz İsviçre Frankı borç verecekti. Ben de…

Paris’e varış

Paris’e indiğimde bitkindim. İlk işim bavullarımı bulmak oldu. Çiseliyordu hava. Paris’te, ekim, kasım aylarından nisana kadar yağmur yağar. Bizdeki ahmak ıslatanın, insanın suratına tükürük zerrecikleri halinde inenidir. Fransızlar buna “kraşen” derler. Fransa’da aldığım ilk eşya bu nedenle bir şemsiye olmuştu. Hemen ertesi gün, kayıt işlemlerimi yaptırdım, kalacağım yeri ayarladım. Üniversiteye gidiş gelişler başladı. Şimdi en…

Sürpriz bir ikinci doktora tezi

Doktoramı başarıyla verdiğimi eve bir telgrafla ilettim. Ayrıca bir mektupla da dönüş hazırlıklarım için, bir buçuk ay kadar daha burada kalmama izin vermelerini istedim. Aslında amacım, herkesten gizlediğim ikinci doktora tezime hazırlanmaktı. Hiç unutmam, önümde yirmi iki gün vardı ve ben bu süre sonunda kriminoloji ve kriminolastik tezimin savunmasını ve sınavlarını verecektim. Onları da üstün…

Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ödül

İşte bu duygusallık ve sevinçler içinde dönüş hazırlıklarımı yaptığım günlerde, kalmakta olduğum pansiyona bir mektup geldi. Fransız Millî Eğitim Bakanlığından gönderilmişti. Fransız hükümetinin uygulamakta olduğu bir karar gereği, Fransa’da doktora öğrenimi gören yabancı öğrenciler arasında en başarılı olana belirli bir ödül verilirmiş. O yıl bu başarı ödülünün bana verilmesini kararlaştırmışlar. Beş bin frank. Bugünkü rayiçle…

Öğrencilik sonrası Paris’e ilk gidiş

Öğrencilik yıllarımdan sonra Paris’e ilk gidişim 1963 yılına rastlar. Demek aradan yedi yıl geçmiş oluyor. Orada çektiğim cefa, eziyet ve yoksullukların acısını çıkartmak, bir çeşit o yıllardan hıncımı almak hırsındaydım. Bu hırsımı tatmin edecek olanağa sahiptim artık. Üç beş kazanmıştım. İşleyen bir işim, cebimde param vardı. Önce İsviçre’ye uğramıştım. Ödül sayesinde aldığım o ünlü Opel,…