İstanbul Reklam, 1971 yılında Paris’te Dünya Reklamcılar Kongresi’ne katılarak yine Türkiye reklamcılık sektörü için bir ilki gerçekleştirir. Süheyl Gürbaşlan kongreyi şöyle anlatır:

“Kongre, Place Vendôme’un yanındaki Rue Castiglione’de, Hotel İntercontinental’de yapılıyordu. Nefis brifing ve konferans salonları olan, İntercontinental otellerinin klasik türdeki bir örneğiydi. Burası, Fransa’nın Hotel Georges V ve Hotel Ritz gibi, onlardan da önde, en büyük otelidir. Türk delegesi olarak, dört gün süren bu kongrede bulundum. Çok pahalı olmasına rağmen, kongrenin yapıldığı aynı yerde kalmayı istediğimden, teleksle yer ayırtmayı denedim. Kongreden bir gün önce otele gittiğimde, teleksimi almadıklarını, ve haklı olarak, almış bulunsalar bile konfirme etmemiş olduklarını; kaldı ki, kongre nedeni ile, otelde hiç yer kalmadığını söylediler. Yanımda teleksin buradan çekilmiş şeridi vardı ve özellikle de orada kalmak istiyordum. Sonunda, otelin o günler tek boş yeri olan iki kral dairesinden birinde kaldım. Geceliği 2800 Franktı.

Kongrenin ağırlığını, Ortak Pazar ülkeleri arasındaki reklam ilişkileri ve sorunları oluşturuyordu. Gümrük kapıları açıldıktan sonra diyelim, Alman malı bir Mercedes’in karşısında Fransız Citroen’inin, İtalyan Fiat’ının reklamlarının, rekabet ölçülerinin ne olacağı, dengenin nasıl sağlanacağı tartışılıyordu.

“Uzaktan, hesaba katmadıkları bir ülkeden bir ses”

Çok yetenekli, çok iyi çalışmış ve hazırlanmış kişiler, raporlar açıkladılar. Ben de söz aldım. Bir süre sonra Ortak Pazar’da bizim de yer alacağımızdan bahisle, ilerideki çalışmalarımızın gelişmesine ve düzenlenmesine yararlı olabilmesi açısından, kendilerinden bazı konularda, ne gibi destek görebileceğimizi sorduğumda herkes gerçekten şaşırdı. Onlara göre uzaktan, hesaba katmadıkları bir ülkeden bir ses. Bir öneri. O kongrede, Türkiye’den bir reklamcının olduğunu, kendilerini izlemekte bulunduğunu, soruların içinde olmasa bile ilgilendiğini kavradılar.

O tarihlerde Web Ofset, yalnızca reklamla ilgilenen yayınlar yapıyordu. Örnekler sundum kongreye. Otel yöneticilerinden rica ettim, bu yayınları görülebilecek bir köşede sergiledim.

Yurda döndüğümde bu köşenin fotoğrafları ve kongrede yaptığım konuşmanın metni Günaydın Gazetesi’nde ve sözünü ettiğim Reklam Gazetesi’nde yayınlandı.

Yine aynı günlerde bir rastlantı, Nice şehrinde de, VİDCA adı altında, Dünya Odio-Visuel Araçlar Kongresi vardı. Televizyonun teknik gelişimi yanında, güncel önemini de araştıran, eleştiren ve bütün profesyonellere açık bir kongreydi. Ona da katıldım, izledim.”