REKLAM UMUT, AKILLILIKTIR

Süheyl Gürbaşkan  Şubat 1986 tarihli Türkiye Ekonomi dergisine verdiği röportajında reklamın ne olduğuna, yaratıcılığın işlevine, reklamın amacına dair şunları aktarır: “Reklamın ana gayeleri; sattırması, bilgi ulaştırması, iletişim aracı olması, bir yenilik ve yaratıcılık alanı olması, tüketimi yaygınlaştırmasıdır. Reklamcılıkta bir Aristo mantığı şart değildir. Mantık çoğu kez bizi hep aynı belli düz ve kestirme yoldan çözüme…

REKLAMCI, SATIN ALMA FİİLİNİ ŞİİRLEŞTİRMELİ

Gürbaşkan, “umut ve reklam” arasında kurduğu bu ilişkiyi, 5 Ocak 1980’de yazacağı bir başka mektubunda bir adım daha ileriye götürerek “Reklamcının, topluma umut veren kişi” olduğunu belirtecek ve ekleyecektir: “Reklamcının görevi, bir bakıma, asrımızın gerçeği tüketim olayı ve baskısı karşısında, tüketiciye umut vermektir. Tüketiciyi, günlük tüketim sıkıntısından, onu yönlendirerek, bilinçlendirerek ve aynı zamanda zevklendirerek, çekip…

RICHARD BURTON BAŞARILI, JOHN WAYNE BAŞARISIZ

Gürbaşkan aynı mektubunda reklamcının işlevi, tüketicinin satın alma aksiyonuna etkisi üzerine, özellikle 50’li ve 60’lı yıllarda popüler olan iki Hollywood oyuncusunun farklı iki marka için reklam yüzü olarak kullanılmasını ve bunun sonuçlarını değerlendirir: “Amerikalı marketing uzmanı Bruce “Merins, Fransızların Evian gibi meşhur bir başka maden sularını, Perrier’yi, Yeni Dünya’da tanıtırken, lanse ederken, Holywood’un en sarhoş…

REKLAMCI: TEK KİŞİLİK DEV KADRO

Duayen reklamcı Süheyl Gürbaşkan, bir reklamcının kendi uzmanlık alanında derinleşmesi gerekliliğinin yanı sıra bu alanda profesyonelleşen kişilerin aslında reklama dair tüm kuralları bilmesi gerektiğini, resmin geneline de hakim olması gerektiğini vurgular: “Bir film yapıtı örneğinden hareket edersek, günümüz ekonomisinde ürünler, tüketim toplumumuzda nasıl ki birer “yıldız”a benzetilebilirse; üreticiler, yani reklam verenler birer “prodüktör”, biz reklamcılar…

HERKES REKLAMCI OLABİLİR Mİ?

“Reklamcılık; gazetecilik, aktörlük, ressamlık, ses sanatçılığı gibi önce yetenek isteyen bir meslek kolu. Nasıl, sesi belirli ölçülere uymayan tenor veya bariton olmazsa, akademiler resim yapmayı öğreten değil, yetenek geliştiren kuruluşlarsa, reklamcı olacak kişinin de bu uğurda gelişme göstereceğine dair yeteneği olması gerekir.” Rubikon’da kendisine yöneltilen “Herkes reklamcı olabilir mi?” sorusuna Süheyl Gürbaşkan yanıtı bu şekilde…

BİR REKLAMCININ EN BELİRGİN ÖZELLİĞİ…

Süheyl Gürbaşkan, 13 Mayıs 1982 tarihli Dünya Gazetesi’ne verdiği röportajında reklamcılığın bir nevi “One man show” olduğunu söyler. 1960’larda başladığı reklamcılığı 1980’li yılların reklamcılığıyla, o dönemin koşullarında da değerlendirdiği bu söyleşide, yeni okuduğu kitapları, yeni gördüğü reklamları paylaşır, okuma tutkusundan “Harıl harıl okuyorum, bavullar dolusu kitap, dergi belge getiriyorum (yurt dışından)” diye bahseder ve ekler:…