BİR AÇIK HAVA MECRASI OLARAK AJANS BİNASI

,

9aBir reklamcı olarak Süheyl Gürbaşkan yaptıkları binanın dış cephesini bir reklam mecrası olarak da değerlendirir. Bunu, o dönem işbirliği halinde olduğu, reklamlarını yaptığı markalar ile gerçekleştirir.

“Cephemiz oldukça ilginçti. İlk iş olarak bundan yararlanmak istedim ve yetmiş metre uzunlukta beş metre yükseklikte, sağlam, düzgün bir tahta perde yaptırdım. Sonra, bu dev panoyu çeşitli boyutlarda parsellere ayırdık. Güzel de bir broşür hazırlayarak, reklam tabelası asabilecek müşterilerimize gönderdik. Tabelaların bir elden çıkmasını ve zevkle yapılmasını sağlamak için de bir tabela atölyesiyle anlaştık. Amacımız, hem tahta perdenin görünüşünü renklendirmek; hem Cağaloğlu gibi hareketli, canlı bir semtte müşterilerimize etkin bir reklam hizmeti sunmak, dolayısıyla de bundan kendimize maddî olanak sağlamaktı.

O günlerde yakın işbirliğinde olduğumuz müesseseler, bizim bu amacımıza katkıda bulunmak için teklif yazılarımıza olumlu cevaplar verdiler. İlk istek Job’tan geldi. Bay Pepo Mayorkas, önerdiğimiz fiyat hayli yüksek olmasına rağmen “Çorbanızda benim de tuzum bulunsun..” deyimini kullanarak otuz bin liralık bir çek verdi. Bunu yine yakın ilişkimiz bulunan, büyük dostumuz Havilland müessesesinin kurucusu ve sahibi rahmetli Naci Seyhanlı takip etti. O da ufak bir tabelası için on altı bin lira verdi. Bunu, o tarihlerde reklamlarını yaptığımız Puro firmasının sahibi Sayın Vedat Özsezen, yirmi beş bin liralık bir çekle izledi. Arkasından, yine birlikte çalıştığımız Arı Unları’nın sahibi Sayın Adil Şatıroğlu, yirmi bin liralık bir ödemeyle yer aldı. Böylece, kısa bir zaman sonra Nuruosmaniye’ye ve Cağaloğlu’na bakan, kale duvarı görünüşündeki iki cephemiz, yağlı boya tablolarla, birbirinden güzel reklam tabelalarıyla süslendi.

İlk kazmayı vurmamıza gerçekten yardımcı olan bu ilgilerin, hatta bağışların anısı bende çok önemli yer tutar. Aradan on yıldan fazla bir zaman geçtiği halde, dikkatini çekmiştir, yirmi beş bin lira, yirmi bin lira, otuz bin lira, on altı bin lira gibi rakamlar, bugün bile küçümsenecek rakamlar değildir.”