AYNI ANDA 8 BANKANIN İŞİNİ YAPMAK

,

1976 yılında sekiz ayrı banka, İstanbul Reklam’ın müşterisidir. Bu çok önemli ve büyük bir başarıdır ve Süheyl Gürbaşkan durumun önemini şu şekilde özetler:

“1976 yılında tam sekiz ayrı bankanın reklam görevini yüklendik. Türkiye’de zannetmiyorum, aynı zamanda iki bankanın reklamını yapan bir reklam ajansı bulunsun. Hatta bir bankanın işlerini yapmak dahi bir ajans için tek başına olay, bir destektir.”

O dönemde ajansın banka müşterileri şunlardı:

  • T.C. Ziraat Bankası 
  • Türkiye Emlak Kredi Bankası 
  • Halk Bankası 
  • Türk Ticaret Bankası 
  • Türkiye Vakıflar Bankası 
  • Osmanlı Bankası 
  • Türkiye Öğretmenler Bankası 
  • Pamukbank

Ajans ayrıca Hürriyet, Milliyet ve Tercüman gazetelerinin reklam ajansıydı aynı dönemde. Birbirleriyle rekabet halinde olan bankacılık ve iletişim sektöründeki bu kuruluşlara aynı kalitede, eşit hizmet verebilen bir ajans sahibi olarak Süheyl Gürbaşkan, yine “sır” konusunun önemine değinerek şunları söyler Rubikon kitabında:

“Her iş sahibi, yapacağı reklam kampanyasının stratejisinin rakipleri tarafından bilinmesini istemez. Biz buna çok dikkat ederiz. Bugüne kadar en ufak bir sızıntı vermedik. Loncalar halinde çalışırız. Her lonca diğerinin işine karışmaz. Bir loncaya aynı iş kolundan, birden fazla müşteri vermemeye çalışırız. Bunu, reklam sırrının servisler arasında yayılmasından korktuğumuz için yapmayız kuşkusuz. Üzerine eğildikleri konuyu, arkadaşlarımızın rahatça işlemelerini, en güzeli bulmalarını sağlamak için yaparız. Çünkü en büyüğünden en küçüğüne kadar ele aldığımız konu, sipariş, görev, İstanbul Reklam’ın hükmî şahsiyetine emanet edilmiş demektir. İşverenin sırrını kendi aramızda değil, dışarıya karşı koruruz.”