8 Şubat 1980

,

Marguerite Yourcenaire, Jean Dutourd

Bu yıl, Kardinal Richelieu’nün dört yüzyıl önce kurduğu ve o tarihten bugüne yalnızca erkek yazarların üye seçildikleri “Academié Française – Fransız Akademisi”ne, önemli bir Fransız azınlığının yaşadığı Kanada’dan, Marguerite Yourcenaire adlı bir kadın yazarın, ilk kez seçilmesi bekleniyordu. Tahminler doğru çıkmadı. Akademisyenler, erkekliği yine elden bırakmadılar; Jean Dutourd adlı bir romancıyı aralarına, malûm törenleriyle, aldılar.

Şöyle diyordu Jean Dutourd: “Fikirler, kadınlar gibidir. Onlara, küt diye, damdan düşme, örneğin kendileriyle yatmak arzunuzu söylememek gerektir. En istekli olanları bile, bu durumda, bacaklarını birbirine kenetlerler. En iyi usul, daha önce başka şeylerden, dereden tepeden bahsederek, onları eğlendirmektir, güldürmektir, kısaca gevşetmektir. Bir kadını güldürebilen erkek, onu daha kolay elde eder, baştan çıkarır. Ben, neşeli bir insanımdır. Bir fikrinizle karşınızdakini tebessüm ettirebiliyorsanız, onu daha kolay etkileyebilirsiniz. Böylece sizlere, fikir Don Juan’lığımın sırrını açıklıyorum. Yazılarımda hep, varmak istediğim konunun, amacın çok ötesinde şeyler anlatırım. Okuyucumu oyalarım; kafasını yormam, rahatlatırım. İstediğim kıvama getirip fikrimi söylediğimde, açıkladığımda okuyucu, âdeta benimle yatağa girmiş gibi olur!”